“Ben yine o Ahmed’im, Hiç değişmedim.”
Sevgili anne, evet hala yatıyorum. Renkten renge girdim, duruldum. Kolumu kaldıracak mecalim kalmadı. Hayretler içerisinde etrafıma bakıyorum. Bununla da kalmayıp, zaman içinde hayata karşı buz kesildim, hiçbir şey yapmak istemiyorum. Okumayı öğrenemedim. Konuşmak dersen, yarım yamalak. Susamıyorum. Acıkmıyorum. Nefes almayı da unutuyorum bazen.
İşte bu yüzden çocukluğumdan bu yana sana benden haber veremedim. Bu esnada benden hiç kimseye haber veremedim aslında. Kimseye hallerimi söylemeye cesaret edemedim. Adımı dahi üç kişi biliyor, düşün artık.
Duruyorum.
Bu mânâda bir şiir:
Bir ben var benden içeri
Vurdun taştan taşa Leyla’m
Neyse, asıl maksadıma döneyim. Çok kilo aldım. Sanırsın ki topacım. Döndürüp duruyorlar. Duruyorum lâkin durduğum için mi duruyorum yoksa çok döndüğüm için mi durgun görünüyorum işte ben dahi bilmiyorum. Bu hâle varana kadar pek çok mertebeden geçtim. Kâh umutlandım, kâh hüzünlendim, bazen nefret, bazen sevgi ile doldum, bilgeydim anda, bazen de cahil…
Şimdi hatırlamıyorum, mertebeleri sana sırasıyla anlatamam. İlk önceleri bu mertebeleri kitaba yazmak için bir heves oluştu içimde fakat muvaffak olamadım. Bir mertebe esnâsında içimde kitap yazmaya dair bir ilham belirdi ve yazmaya koyuldum. Kendi hikâyemden esinlenerek bir adamın hikâyesini anlatmaya çalıştım. Lâkin adamın halet-i ruhiyesinde bir türlü karar kılamadım. Dolayısıyla hikâyenin asıl karakteri karaktersiz bir adam oldu çıktı. Ben de işin içinden çıkamadım. Her hâlden vazgeçtim.“Sanat sanat içindir.” kaygısını taşıyan bir sanatçı olarak empresyonist bir bakışla kitabımı tek cümle halinde sonlandırdım. Ve fakat kimse yemedi. Bu sayede “İkinci Gereksizler” adı ile anılan yeni bir edebiyat akımının öncüsü olma mertebesine nâil oldum.
Denemez.
Bu mânâda bir şiir şöyledir:
Çü, Devr-i Lale geldi çattı.
Ehl-i âsâbın kafası attı.
Neyse, işin hakikatini bu suretle yukarıdaki gibi işaret ettikten sonra bir ara kendi zamanımı görmek gayesiyle, ona uzaktan bakacak oldum. Başka bir deyişle, zamanımın üzerine çıktım. Sonrasında kontrolden çıktım. Hayli uzaklaşmış olacağım ki; zamana bakamaz oldum.
Hâsılı artık hiçbir değişme vuku bulmuyor.
Öte âlemde bir vâkâ cereyan ederse, kafama üç kez vurunuz.
Selamla,
Protokolümüz carî, abes-i iştigalimiz sârîdir.